adı konulamayan şeyler

sen. senin adın konulamıyor. sensiz olunamıyor, seninle olunamıyor. sen bu hayatın en farklı detayısın. sen, detaydan ötesin. sen altı kırmızı şeritle donatılmış bir kelimeden fazlasısın.

sen, çoğu zaman her şey,
bazen hiçbir şeysin.

sen, yaşanan bir hayatın kara lekesisin.
sen, bilinmeyen denklem gibisin bazen.

tüm bunlara rağmen sen;
bu hayatın sayılamayacak kadar fazla olan yıldızısın.
sen kumsalsın, sen Mersin'sin.

sen, akla gelen tüm kötü şeylerin yaratıcısı
ama
tüm güzelliklerin anasısın.

sen; hayatın sırrısın

sensiz hayatın getirdiklerinin bir faydası yok
lakin sen,
imkansız olansın.
sen ece,
bir hayatın edinebileceği en önemli detay iken,

bunu kabul etmeyen bir denizsin.

sen, dalgalı bir derya denizin,
ölümüsün.

ama beni yaşatıyorsun.

sen, somurtmuş bir gecenin,
ufak bir tebessümü.

sen,
tüm olup bitenin takipçisi.

hiçbir şeyden haberin yok.
ufak bir sürede anlatılmış bir aşkı anlamayacak kadar salak.

ben seni açılabilecek her türlü beyaz bir sayfadan çok sevdim.

belki de seveceğim.

sen benim en parlak yıldızımsın.

dedim ya, umurumda değil tüm beyaz şeritler.

ben


ben


ben


seni çok seviyorum.

bunu yüzüne söylemeye cesaret edemiyorsam,
sebebi aynada gördüğüm roze değil.

kutsallığın.

sen


sen


sen

bir yıldızın dile gelip anlatamayacağı kadar, kız çocuğumsun.

çocuğum olsun istediğimsin

üstelik kız çocuğum.

umarım kızımız senin kadar umursamaz olur da;

mutlu kalır.

sen;

kendime itiraf etmekten çekindiğim gerçeklerimsin.


sen, hayatsın. nefessin.

sen,

ömür boyu mutluluğun,

halisin.

umarım benim olursun,

saygılarımla...

whitecrew gaming,
rozenans.

Bu blogdaki popüler yayınlar

anlamıyorum abi beni

netflix neden netflix