Rozenans

kOrtlar sofrası dışında bir hata göremedim. bir de fazla yükselmişim sanki. deneme be ne olacak. 5. dinlemeden sonra düzenleme: ciddi anlamda kötü okumuşum. bu şiiri soft bir şekilde tekrar seslendireceğim. yükselmek bana hiç yakışmıyor gerçekten...

kristal şekillerinin birbirinden kolayca ayırt edilebileceği kadar büyük, yer yüzüne ulaşıp şekli değişene kadar çoktan ismi konulacak kadar yavaş bir kar yağışı eşliğinde neler yazılabilineceğini o gün geldiğinde hep beraber göreceğiz. şimdilik eski günlerdeki gibi arkada ufak seste açılmış flört - sen yokken dinlemekle yetineceğiz. backspace tuşunun basılı kaldığı şu anlarda yine geçmişten bir anı geldi aklıma. anının adı churchill. şimdilerde ismini dahi hatırlamadığım bir hanımefendi ile chat yapıyor iken, birbirimize istemeden hayatımız boyunca bize eşlik edecek alışkanlıklar kazandırıyorduk. tabii bazen isteyerek. mesela flört grubu ile sayesinde tanıştım, sonrasında bir radyo programı olarak matrax ile... belki halen farkında olmadığım fakat onun dolayısıyla tanıştığım bir çok şey vardır. neyse. aramızda ki ilişki, birbirimize bu gibi şeylerden bahsetmek, hayata dair ufak ipuçları, yaparken zevk alınabilecek tüyolar gibi şeylerden öteye geçmedi. içerisinde basketbol ...

marka ismi. lg yani:d 2 gün sonra tam 1,5 aydır işsiz olmuş oluyorum. babam ile işlettiğimiz kafe tam 1,5 aydır ruhsat olmadığı için mühürlenmiş durumda. fakat ruhsatın son aşamasına geldiğimizden pazartesi günü açılacağı kanaatindeyim. yazması çok kolay elbette okuması da ama gerçekten hayatımın en zorlu süreci olabilir. duygusal süreçlerin dışında tabii. neyse. işin beni etkileyen kısmı şu; bundan yaklaşık 2 ay önce bir şeye son vermek zorunda kaldım. bu şeyin zaten bu koşullarda ilerleyemeyeceğini başta hem kendime, hem o şeye itiraf etmiş olsam da, bir şeylerin istemsiz hızlı ilerlemesi bazı istenmeyen olayların cereyan etmesine sebep oldu.  işin etkileyen kısmı bu değildi, ben yine konuyu saptırdım... şu; yukarıda bahsettiğim şey, kendisine bir kediymiş gibi ilgi göstermem gerektiğini bana ciddi anlamda hisettirdi hatta dillendirdi. ben de ona hayatta bazı şeylerin istediğimiz gibi devam edemeyeceğini, yani işlerim olduğu için kendisine bu ilgiliyi veremeyeceğimi kibar ve açık...

sevgili rozenans, bu işe girişme cesareti senden yıllarını aldı. her defasında dizginledin bu yazma konusunu, hep bir bahanen vardı. hayır canım, yaptığın imla hatalarının sana getirecekleri hapis cezası ya da sosyal medya linci olmayacak. belki de insan yaşamı boyunca okuyan tek insan sen olacaksın hatta. bu ihtimal neden yüreğine su serpiyor? öyle olsun istiyorsan deftere yazardın ya da önce ki gibi yalnızca senin görebileceğin bir blog sitesine. demek öyle, bazı şeyler açıklanamaz... peki. şimdilerde başlıkta yazan şeyi araştıracağız. netflix'in adı neden netflix? neden frelinx değil? 01:05 araştırma süreci başladı. 01:07 logosunu her gördüğümüzde heyecanlandığımız, aşırı havalı bulduğumuz netflix'in anlamı, ingilizcede internet anlamına gelen "net" ile, filmler anlamına gelen "flicks" birleşimi imiş. hayatında öğrendikten sonra yıkıma uğradığın 2. şey filan olabilir mi aq rozenans? cehalet gerçekten mutlulukmuş. sen google'a dizi yazıyorsun,...